• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/sunumvaaz.vaaz
  • https://www.instagram.com/sunum.vaaz/
  • https://www.youtube.com/channel/UCrOVK1v-SpWyJl9iE8YTMdA

Anasayfa




Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, herkesin merak ettiği ve bir çok insanın kaygılı olduğu organ nakli konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
İşte böylesine hercümerç bir ortamda Mehmet Akif'i biz, Milletini doruk noktada seven, Milleti için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan ve kaçınmamayı telkin eden mısraların sahibi olarak görüyoruz. O, Bir realiteyi resimlendiriyor. Ve Milletini bu espri ile tarif ediyor... Milletinin tarifini, o Millete vücut veren mefkure (ülkü-hedef) birliği olarak hatırlatıyor; o birliğin yok edilmemesi, muhafaza edilmesi gerektiğini haykırıyor… Kanımca Safahat her evde -bu milletin fikri trendini takip etmek için- bulundurulması ve okunması gereken bir baş kitaptır…
27.02.2014
27.12.2013
O, hayal ile alışverişini kesen, her ne demişse görüp de söyleyen, hakikatin peşinde koşan, toplumdaki bütün sosyal, siyasî, ekonomik olayları “fotograf realizmi” denilebilecek bir gerçekçilikle anlatan ve bunlara çözüm yolları arayan ve üreten, kurtuluşumuzun ancak, İslâm’ın dupduru yaşandığı asr–ı saadet’e dönmekle ve İslâm’ı, asrımızın şartları içinde yeniden yorumlamakla olacağını vurgulayan ve bunu “asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı” diye formülüze eden büyük bir şâir olmuştur.
Bilgileri yenileyen, pekiştiren, hatırlatan, önemli nokta/an öne çıkaran; bir çalışma sonucunu açıklayan; laboratuvar araştırmalarını sunan, anket sonuçlarını ifade eden; önemli olay ve olguları dile getirmek üzere yapılan konuşmalara sunum adı verilir. Sunumda amaç; bilgileri yenileme, araştırma ve anket sonuçlarını değerlendirme, bilime katkıda bulunmadır. Sunumlarda dinleyici kitlesinin, konuya ilgi duyan kişilerden oluşur ve sunumda eldeki teknik imkânlardan yararlanmaya özen gösterilir.
07.03.2013
19.01.2014
Vaazda birinci mesele niyetin yani gayenin sağlam ve isabetli olmasıdır. Bir vaiz, Allah'ın dinini, O'nun adına anlatıyor olduğu bilincinde olmalı, bir kişiye daha olsun, hakikati anlatma niyeti taşımalıdır. Beğenilme ve yaranma duygusunu kalbinden kazımalıdır.
Bismillâhirrahmânirrahîm. “Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gösterelim diye kulu Muhammedi, Mescid-i Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksaya götüren O zatın şanı ne yücedir! Bütün eksikliklerden uzaktır O! Gerçekten, herşeyi işiten, her şeyi gören O’dur.” (İsra Suresi:1)
18.01.2014
11.06.2012
Allah (c.c.), mekân ve zamandan münezzeh ve cismaniyetten beri olduğundan, Hz. Peygamber (s.a.v.)in semalara çıkarılması; (haşa) Allah ile bir makam-ı muallada buluşup şereflenmesi değildir. Böyle bir inanç yanlıştır. ''Ancak, Resul-i Ekrem (s.a.v.)in böyle yüce bir makama çıkarılması; mücerret melekût-i ilâhiyeyi temaşa etmek, birtakım hakikat ve sırlara muttali olmak ve kendisine has müstesna bir atıfet-i sübhaniyeye mazhar olmak hikmetine müstenittir.'' (Ö. Nasuhi Bilmen, Muvazzah İlm-i Kelâm/235)
Peygamberlerin mucizeleri ümmetleri için adeta birer hedef niteliğindedir. Nuh’un karada gemi yapması, İbrahim’in ateşte yanmaması, Musa’nın kızıl denizi yarması, Süleyman’ın Belkıs’ın tahtını bir anda Yemenden Kudüs’e getirtmesi, İsa’nın hastaları iyileştirmeleri ve ölüleri diriltmesi insanlığın önünde bir hedef olmuştur. Bugün bunların birçoğu yapılmakta veya yapılmaya çalışılmaktadır. Allah Rasûlü’nün bir anda göklere çıkması da ümmete gösterilmiş bir hedef olabilir.
11.06.2012
20.02.2021
Hz. Peygamber`in miracı, onun şahsında, insanın `imkanlarının` insana gösterilmesinden başka bir şey değildi. Ruhani yetenekler yardımıyla bu imkanların kullanılması halinde, eşyanın, zamanın ve mekanın kısıtlayıcı ve baskıcı ortamından ruhun özgür iklimine kanat çırpışın yolları gösteriliyordu. İşte bunun için Hz. Peygamber, bir "esas duruş dinamiği" olan namazı "mü`minin miracı" olarak niteliyordu.
Mîrâc hâdisesi, Hazret-i Peygamber –sallâllâhu aleyhi ve sellem– Efendimiz’in son olarak Tâif’te mâruz kaldığı zulümler netîcesinde kalbini dolduran hüznü, sürûra tebdîl etmek mak­sad-ı ilâhîsine de mâtuftur. Resûlullah’a yaşatılan bu tecrübe “namaz” ile taçlandırılmıştır. Hz. Peygamber (sav), yaşadığı bu olağanüstü tecrübeden sonra ümmetine yeniden dönmüş ve onları da namaz ile Yaratıcılarına ruhen yükselmeye çağırmıştır. Müminler ise her namazda okudukları “Tahiyyât” ile Resûlullah’ın yaşadığı bu hadiseyi tekrar tekrar canlandırır ve Rableri katındaki yüksek mertebelere uzanmak için çırpınırlar âdeta.
20.02.2021
20.02.2021
Halk arasında “ÜÇ AYLAR” diye adlandırılan; Recep, Şaban ve Ramazan ayları Yüce Allah’ın ruhumuza ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimidir. Yapılan dileklerin dalga dalga Allah’a ulaştığı, dökülen pişmanlık gözyaşlarının günahları silip yok ettiği kandiller geçididir. Melekî olduğu kadar şeytanî özelliklere de sahip, günah işlemeye müsait bulunan insanın, günahlardan temizlenmesi için üç aylar bir fırsattır.
Üç aylar bize bizi tutmamızı öğretir. Allah'ın değer verdiğine değer veren kişi âlemlerin rabbi olan Allah nezdinde değer görür. Allah bizi, milletimizi ve ümmeti Muhammedi, değerini düşürenlerden eylemesin.
30.01.2021
30.01.2021
Receb ve Şaban ayları, rahmet ayı olan Ramazanı karşılayan aylar olup Ramazan ayının müjdecisidir. Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, kişide insanî özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür. Zira Receb ve Şaban aylarının feyzinden ve bu aylarda bulunan Regaib, Mirac ve Berat gecelerinin rahmetinden istifade yolunu tutan bu kişi Ramazan ayında ise her türlü kötülükten kendini uzak tutar ve insanî vasıflarının artmasına gayret eder. Nihayet Kadir gecesinde yapacağı ibadet ve tevbe ile manevî hazza ulaşır.
2016 Yılı Kutlu Doğum Haftası konu başlığı vesilesiyle ve konuya hazırlık yapacak arkadaşlarımıza yardımcı olmak maksadıyla Hollanda Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Yusuf Acar "Kardeşlik Ahlakı ve Sorumluluğu" kitabından değerli din gönüllüsü kardeşlerimiz için derlediği yazı metni;
16.03.2018
28.03.2016
Miraç hadisesinde Sevgili Peygamberimize O’nun vesilesi ile bizlere çok büyük müjdeler verilmiştir. Bu müjdeler ve bu müjdelerin mahiyetleri şöyledir. İlk olarak verilen ve ümit var olmamıza ve imanımıza sahip olmamızın ne denli önemli olduğunu vurgulayan müjde “Hz. Peygamberin ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların Cennete gireceği” dir. Müslüman hataya düşebilir, günahlar içinde olabilir, asla imani konularda inkara gitmemeli Allah’ın emir ve yasakları inkar etmemelidir. Çünkü günahı işlemek günahı, günahı inkar etmek inkarı gerektirir.
Receb ayının çok kıymetli bir ay olduğunu Peygamber SAS Efendimiz bildiriyor. Kur'an-ı Kerim'de de dört tane ayın haram aylardan, mübarek aylardan olduğu beyan ediliyor. Bu receb ayı da, o dört haram aydan birisi... Yâni zilkàde, zilhicce, muharrem peşpeşe geliyor, hac yapılıyor. Hacca gidiliyor, hacdan dönülüyor. Ama bu receb ayı da onlardan beş ay sonra gelmiş. Sayalım: Muharrem, safer, rebîül-evvel, rebîül-âhir, cemâdel-ûlâ, cumâdel-âhire, receb... Onun için bu muhterem aya, recebül-ferd derler. Hürmet, izzet, ikram ve itibar, ceng ü cidalden uzak durmak aynen receb ayında da var...
22.05.2014
24.04.2014
Cenâb-ı Allah, mekanlar içinde mukaddes mekanlar, zamanlar içinde mukaddes zamanlar yaratmıştır. İçinde bulunduğumuz zaman bakımından Allahü Teâlâ’nın rahmet ve mağfiretini bol bol tecelli ettiği mübarek geceleri teker teker idrak ediyoruz.
Allah’ın affının, rahmet ve mağfiretinin bol bol tecelli ettiği bu gecede, her zamankinden daha çok tevbe ve istiğfar edelim. Bol bol Kuran-ı Kerim okuyalım. Kılmadığımız namazlarımız var ise kaza edelim.Yoksa nafile namaz kılalım.Büyüklerimizi ziyaret edip hayır dualarını alalım.Ölülerimizi rahmetle anıp dargınlarımızı barıştıralım.Yaşantımızla çocuklarımıza güzel örnek olalım.Bir sene boyunca yapmış olduğumuz işlerin hesabını yaparak,yanlışlarımız varsa düzeltelim.
07.06.2013
07.06.2013
Mübarek Receb ayına giriyoruz/girdik. Şaban ve ardından Kur’an ayı Ramazan. Bu üç ay halkımızın ortak hafızasına “üç aylar” şeklinde nakşolmuş. Bu “nassî” olmaktan çok “hissî” bir niteleme olsa da, aslına bakarsanız güzel bir hassasiyeti yansıtıyor. Peygamberimizin yaşam tarzının Müslüman halkların muhayyilesinde nasıl özümsendiğinin de bir göstergesi.
Bu gece yapılan ibadetin fazileti çok büyüktür.Bu bakımdan Peygamberimiz(s.a.v) bu gece her zamankinden daha çok ibadet ve taatte bulunmuşlar ve Hz.Aişe’ye hitaben şöyle beyan etmişlerdir: “Ey Aişe bu gece hangi gecedir buyurduğunda” Aişe validemiz dedi ki Allah ve Rasülü daha iyi bilir.
10.05.2013
29.06.2012
 3 
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam175
Toplam Ziyaret1685499
Hava Durumu
Saat
Vaaza Başlama Duası

Mevlid Kandili Dua Örneği

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

VAAZ KILAVUZU

VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU I
VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU 2