İslâm kardeşliği soy, sop, ırk, renk, dil, bölge ve asabiyet temelinde bir kardeşlik değildir. Menfaat temelinde bir kardeşlik hiç değildir. Yüce değerler ve yüksek idealler etrafında bir kardeşliktir. İman ve takva ekseninde bir kardeşliktir. Yüce Rabbimizin ifadesiyle “Müminler ancak kardeştirler.” (Hucurat, 49/10).
|
|
11.08.2012 |
08.04.2012 |
Peygamberimiz (s.a.s.), bu görevi en güzel şekilde yerine getirmiş ve insanlara örnek olmuştur. Her hayırlı işte olduğu gibi vaaza başlarken de Allah’a hamd ve Resûlüne salâvat getirmek, Peygamberimiz (s.a.s.)’in sünnetidir. (Ebû Davud, Edeb, 21; İbn Mâce, Nikâh, 19) Yapılacak vaaz konusu ile ilgili en az bir ayet ve hadis zikredilir ve işlenecek konuya
başlanır. |
|
27.11.2011 |
25.11.2011 |
Yaşayan Kur’an olan Sevgili Peygamberimiz, kadının onurunun korunması adına en güzel örnekliği sergilemiş; kadınlara hakaret ya da şiddet tavrı kat'iyen sergilememiştir.
Veda Hutbesinde kadınların baş tacı edilmesi gereken birer emanet olduğunu vurgulamış ve “ey insanlar, kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı size tavsiye ederim.” buyurmuştur. |
|
11.04.2013 |
07.03.2013 |
Cumhuriyet devrimizin en büyük, ama en büyük abide şahsiyetlerinden biri. Eğer insanların ve milletlerin yaşayışında: doğruluk, samimiyet, ahde vefa, haksızlık karşısında susmamak, bütün güzel sanatlara ve bütün ilimlere gönülden bağlanmak, merhametli ve metin olmak, gafletten, cehaletten, kinden, nefretten uzak yaşamak bin yıl sonra bile, iki binyıl sonra bile üstün vasıflar olarak kabul edilecekse, Akif binyıl sonra bile, ikibin yıl sonra bile yine abide şahsiyetlerden biri olarak anılacaktır. |
İslâmî kardeşliğin perçinlendiği bu mübarek günler, müslümanların sevinç ve mutluluk günleridir. Nitekim Hz. Peygamber Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman, Medinelilerin iki bayramı olduğunu öğrendi. Medineliler bu bayramlarında oyun oynar ve eğlenirlerdi. Bu durumu gören Hz. Peygamber Allah Teâlâ size kutladığınız bu iki bayrama bedel olarak daha hayırlısını, Ramazan Bayramı ile Kurban bayramını lûtuf olarak vermiştir. " |
07.03.2013 |
17.08.2012 |
Bir akşam vakti Hz. İbrahim’in yaşadığı memleketten geçen yaşlı bir yolcu, misafir olup geceyi geçirebileceği bir ev arar. Hz. İbrahim’in kapısını çalar ve kendisini misafir edip edemeyeceğini sorar. Yolcu seksen yaşlarındadır ve Müslüman değildir. Hz. İbrahim ise kapısını çalan bu insanı bu vesile ile Hak yoluna davet etmeyi düşünür ve müslüman olması şartı ile misafir olarak ağırlayabileceğini söyler. Adam kızar şartlı kabulü reddeder ve akşamüzeri yoluna devam eder. |
|
17.08.2012 |
17.08.2012 |
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona (ihânet etmez), zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu tahkîr etmez. Kişiye şer olarak, müslüman kardeşini tahkir etmesi yeterlidir. Her müslümanın malı, kanı ve ırzı diğer müslümana haramdır. Allah sizin suretlerinize ve kalıplarınıza bakmaz, fakat kalplerinize ve amellerinize bakar. |
İmam-ı Azam iyi bir hoca olmasının yanında zengin bir tüccar idi. Ders esnasında kendisine bir haber geliyor ve Efendim, sizin malları getiren gemi Basra körfezinde batmış” diyorlar. İmam, “elhamdülillah” diyor. Daha sonra “Efendim, batan gemi sizin malları taşıyan gemi değilmiş” diyorlar yine “elhamdülillah” diyor. İkisine de elhamdülillah demenizin sebebi nedir diye soruyor öğrencileri. |
16.08.2012 |
16.08.2012 |
Bayramlar kaynaşma günleridir.
Günlük hayatın koşuşturmasından bir türlü fırsat bulamadığımız eş dost ziyareti için, fakirleri, yaşlıları kimsesizleri, çocukları sevindirmek için iyi bir fırsat. Sosyal hayatın akıp giden monotonluğunu bir kenara bırakarak komşularla kaynaşmak için iyi bir fırsat. Bu kaynaşmanın daha da sevimli yapılabilmesi için dün hepimize farz olan oruç bugün yasaklanmıştır.
|
Bayram günleri mutlak ibâdet günü olmadığı gibi, katıksız eğlenme günü de değildir. Bu iki hususu bir arada toplayan günlerdir. Bayramları, ibâdet ve itaatten tecrit edip, sadece oyun, eğlence, zevk ve safâ günü olarak anlamak yanlış olduğu gibi, meşru oyunlardan ve mubah eğlencelerden soyutlayarak sırf bir ibâdet ve itaat günü olarak anlamak da hatalıdır. |
16.08.2012 |
16.08.2012 |
"Regâib, Mirâc, Berâat kandilleri gibi gece âleminin tâçları ve zamanın Allah'a en yakın zirveleri ya da O'na açılmanın rıhtımları, limanları, rampaları sayılan o mübarek gün ve gecelerde, gönüller ayrı bir duyarlılıkla parıldar; ruh sonsuza doğru bir başka türlü kanat çırpar; her şey verâların ezelî şiirine dem tutar; her yanı tam bir uhrevîlik büyüsü kaplar; her sîneyi, dillerin ifadeden aciz kaldığı bir naz ve niyaz zemzemesi sarar. |
Sözlükte ‘bilen, gören, hazır olan, haber veren, muttali ve tanık olan’ demektir. Şehid, şahid, kelimesinin mübalağasıdır. dinî bir terim olarak Allah yolunda öldürülen müslümanı ifade eder
Gazi ise özlükte “hücum etmek, savaşmak dini terim olarak Allah yolunda ve vatan uğrunda savaştığı ve şehit olmayı arzu ettiği halde ölmeyip, sağ kalan kimseye verilen addır |
18.05.2012 |
10.03.2021 |
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
‘Gömelim gel seni tarihe’ desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb… |
Peygamberimiz (sav), "İlim öğreneni Allah ummadığı yerden rızıklandırır" buyurmuştur. Şeytan gelecek endişesi ile insanları korkutarak dünyaya daldırmak suretiyle ilim yolundan alıkoymaya çalışabilir. Oysa Allah (cc) yolunda İlim öğrenmeye çalışanın hem dünyası hem ahireti Cenab-ı Hak’kın koruması altındadır.
"Her kim ilim tahsil için yola çıkarsa, bu yüzden Allah ona cennete girecek yolu kolaylaştırır." (Müslim)
"İslamiyet’i yaşatmak için okurken ölen kimse ile, Peygamberler arasında bir derecelik fark vardır." (Darimi) |
10.03.2021 |
15.12.2016 |
Dinimizde akıldan geçen düşüncelerin ve kalpteki niyetlerin büyük önem taşıdığını
bilmek gerekir. Bugün bilim ispat etmiştir ki, insana mahsus iki tür düşünce (dalga) vardır:
Pozitif düşünceler, negatif düşünceler… Yine bugün bilinmektedir ki, pozitif düşünceler,
hayra ve negatif düşünceler şerre açılan birer kapı durumundadırlar. Bilimin bu sonuçlarını
yüz yıllar öncesinden dinimiz birer esas olarak bize bildirmiştir.
|
İslâm hukukçuları da hayatı tehdit eden açlık zarureti karşısında kalan kimsenin ölü insan eti bile yiyebileceğini, tedavi maksadıyla haram ve necis şeyleri kullanabileceğini, kemik, diş, kan gibi insan parçalarıyla tedavi olabileceğini yavruyu kurtarmak için ölen annenin karnının yarılabileceğini, yutulmuş mücevher gibi değerli bir malı çıkarmak için ölünün karnının açılabileceğini belirtmişlerdir. |
27.03.2014 |
27.02.2014 |
1 2 3 4 5 6 7 8 9 ![]() |